30 Ağustos 2015 Pazar

OJELERİM BOZULMASIN DİYE EVLENMİYORUM!

Upuzun bir aradan sonra herkese selamm!
Öğretmen olduk,hamdolsun hemen aynı yıl da atandık..tam allahım şükürler olsun huzura eriyorum derkenn okuldan aileden, cevreden, arkadaslar, es dost kime selam verirsem 'Ne zaman evlencen?'' sorusunu sorar oldular. Ağzını kırdıklarım diyemiuorum tabi içimden ;) bi rahat verin evde mi kaldık ne oldu anlamadım ki..umrumda da değil yani koçişsiz de mutluyum ben.. 
Hep derlerdi ya hani bloglarda da bollca yazardı öğretmen kızlara ragbet cok hemen evlenirler..bakınız  bakınız ve bakınız Yok anacım öyle bişey kim çıkardıysa agzını kıriiim :D Şaka şaka:)) şiddete karsıyız efendim..ama sonuc olarak öyle abartılı bi ragbet görmedim. Aile tanıdıklarının cocukları genelde okumayıp baba parası yemekle mesgul oldukları için pek yanaşamazlar.Atandıgım yerde ise 4 öğretmenden evlilik görüşmesi talepleri oldu ama içimden gelmedi olmadı yani... Hasılı kelam bekar hanım öğretmenler hiç de öyle görücülerim kapıya dizilcek diye bi beklentiniz olmasın hoş benim hiç olmadı öyle ama insan bukadar sorulunca ben niye evlenmiyorum diye soruyor kendine :)) İşte tam böyle kendime sorar iken şu anonim yazıyı buldum ki iliklerime kadar tercümanı oldu duygularımın..
...................................................................
Ben yoruldum, insanlar yorulmadı sormaktan. Neden evlenmiyor muşum?! Kocalar kapıda sıraya dizildi de biz mi seçemedik? Düzgün bir adam karşımıza çıktı da biz mi istemedik? Aşık olduk da bekarlık kurumunun bize ihtiyacı var diye biz mi kaçtık?
Herkes evlenmek zorunda sanki…
Sevip aşık olmadığın biriyle evlenmektense evlenme daha iyi…
Kısmet demekten dilim damağım kurudu. Olmayacak dualara amin demekten dudaklarım yoruldu. O yüzden evlenmedim.
Yukarı tükürsem ıssız adam, aşağı tükürsem dingil! Hangisiyle evlenelim?
Zaten evlenince de hayatımıza kuş mu konuyormuş sanki? Kamberliğin bana verdiği yetkiye dayanarak şunu söyleyebilirim ki, hazırlıkları da dahil olmak üzere total olarak kocaman bir fiyasko evlilik. Hangimiz gümüş makasa pul yapıştırıp kurdele sarmak istiyor? Nişan tepsisi almak için kaç saatinizi sokaklarda geçirmek istersiniz? O kadar dandirik ki her şey; buzdolabı seçmek bile problem. Bütün sülalenin parmağı her işinizin içinde maşallah! Gelinliğiniz hakkında bile her kafadan çıkan milyonlarca konuşma baloncuğu… Biri ak diyor öbürü kara! Aman da herkesin gönlü olsun derken, iki gönül bir olunca seyran olacak samanlık dar geliyor insana.
Düğün olayını hiç anlamış değilim keza. Neden bir adamla aynı evde yaşamaya başlıyorum diye Dayımla karşılıklı Ankara havası oynuyoruz ki? Üstelik üzerimde beyaz ve ters bir mantar kostümüyle! Bir de boyumdan büyük bir pastayı kılıçla kesiyoruz yanımdaki penguen kostümlü kocamla! Sebep?
Peki ya mutlu sondan sonra?
Bulaşığı, yalaşığı gırla evin içinde… Oje bile süremiyor insan. Sürsen bile yemek yaparken, bulaşık yıkarken bozuluyor zaten. Bütün gün işte çalış, aksam eve gel yemek yap, ortalığı toparla, bulaşıkları yıka… Aman tanrım yarın kaynanam geliyor sendromu da cabası… Hepi topu bir Pazar günümüz var o da ütüye kurban gidiyor. Bir de evin içinde dolaşan erkeksinin kılı tüyü pisliği… Sinirleri kulak memesi kıvamında cılklaşan kadın çemkirmeye başlıyor. Ardından kavgalar gürültüler ve ta tam! Hadi bakalım ben annemin evine gidiyorum!
Ondan sonra adliyenin önü boşanma kuyruğu…
İşte bu yüzden evlenmiyorum teyzelerim amcalarım. Henüz bu yaşanacak, anlat anlat bitmeyecek sıkıntıları bana pembe gösterecek biriyle tanışmadım da ondan evlenmiyorum. Sırf sarılıp uyumak için bu kadar yükü taşıyabileceğimi düşündürmedi kimse de o yüzden hala yalnız yaşıyorum.
Bir gün biri gelir, al bu da senin aptal cesaretin hadi evlenelim der ve beni ikna edebilecek kadar aşık ederse, ben de evlenirim belki. İşte o zaman gelini öpebilirsiniz.
Ama şimdilik ojelerim bozulmasın diye evlenmiyorum.
Fakat darısı başınıza İNŞALLAH!

-Anonim

not:burayı öyle özlemişim ki yazıyı hazırlarken farkettim :) 

26 Mart 2015 Perşembe

UZUN ARADAN SONRA

Atanamadıgım için evlendiğim için sözlendiğim için blog yazmadığımı söyleyenler oluyormuş :))
Ben burda kendim yazmadan bunca çıkarım yorum dedikodu acaba nerenizden peydah oluyor diye sormak istiyorum.

Çokkk uzun zamandan beri yazmıyorum çünkü ben artık öğrenci değilim,fazlasıyla meşgulüm hep istediğim gibi bir Anadolu şehrine eylülde atandım :) Çok dua ettiğim, ömrüme ışık olacaklar dediğim pırıl pırıl öğrencilerime kavuştum :)hamdolsun... umarım gerçekten iyi bir öğretmen olabiliyorumdur onlara...

okadar okul okusanız bile okumak ile işi icra etmek çook başkaymış. bir sürü hatalar yaptım en basitinden sınıf defteri doldurmak,sınav hazırlamak vs... çok güzel anılar biriktiriyorum her gün... öğretmen değilim sadece onlarla ben de öğreniyorum... mesela sabrıöğrendim..  sonra bir güne ne kadar çook işin sıgabilecegini vaktin bereketini öğrendim..

ben aslında bu yazıyı böyle planlamıyordum. kac kere niyetlendim güzel bir 'atandım' yazısı yazayım diye ama nasip böyleymiş bu güneymiş :)

Şimdi Anadolunun bir köşesinde öğrencilerine ışık olmaya çalışan bir öğretmenim.
burda yeni bir hayat kurdum onlarca insanla tanıştım.
Bir evim var yalnız  yaşadığım..



bir gün inşallah en baştan anlatacağım eylülden beri neler oldu nerelerdeydim :)
bir sonraki yazım ne zamana olur bilemiyorum ama Allaha emanet olun dualarınızı esirgemeyin..

11 Eylül 2014 Perşembe

İÇ BOŞALTMACA..

Meraba blog nasılsın?
Ben günlerdir ne kimseyi okudum ne de buraya yazdım..
Geldim şimdi, atarlandım sinirlendim,boşaltamam gerek sinirimi,zaten bu blogda baska işe yaramıyor,benim için iç boşaltmaca oldu burası,hazırsan başlayım mı??


Hani öğretmen olmak istiyorum ya, hani pırıl pırıl öğrencilerim olacak ya, ben onlara ışık olacagım ya,öğretmenim diyecekler bana, aileleri hocanım diyecek ya, onlara öğrettikce mutlu olcam ya,ilerde haberlerini aldıkca cok ama cok sevincem ya, onlar benim kapanmayan amel defterim olacak ya hani,agzımıza etti bu Milli Eğitim,TBMM,RESMİ GAZETE VE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ agzımıza....!!!

Tam bir aydır hergün yeni bir haber ,duyum atraksiyon ile yaşamak, hayallerine bukadar yaklaşmışken ülkenin en tepesinden en alt tabaksının da dalga gectiği caanım öğretmenelrin şu 2014atamalar(gerceklEsemedi) ne cektiğini bir bilseniz.. ben ülkemi seven,öğretmen olmak için can atan, insanlara güvenen,güvenmeye çalışan bir öğretmen adayıyken söver oldum dünyaya da bu düzene de...

Bir öğretmen günlerce twiterda senini duyurmak için etkinliklere kayılıp gece de 200 300twit atar mı?
Bir öğretmen sabahlara kadar Meclis tvyi izle mi?
Bir öğretmen Resmi gazeteyi böyle bekler mi?
Bir öğretmen yetkililerden hiçbir acıklama yapılmadıgı için  ne idüğü belirsiz sacma salak o memur haber sitelerini takip eder mi?

en son bugün bütün ajanslarda bültenlerde kontenjan acıklancak dediler,,,dört bir yandan haber geldi gözün aydın diye, ama ne oldu gecenin 2sine kadar dokuz dogurdu 323bin öğretmen ve ailesi..
,yine hüsrann,,yine iş bilmeyen adamlar, yine umut tacirliği, yine umut sacması gerekirken kalbinde inancı sönmeye mahkum edilmiş yepyeni öğretmenler..

hatırlarsanız 2010 öğretmen atamaları da hizmet aşıgı paraleliler tarafından sorular çalınmış ve taa kasımda atama olmusut,,,ozamanları yasayan abilerimizi ne diyor biliyor musunuz? bu yıl cekilen çile 2010dakini gecti..Hani kabus görürüz ya,çıkış yolu ararız,bir ışık,bir kapı,ama dardır, karanlıktır bunalırsın yolunu bulamazsın..Öğretmen atamaları aynen bu!.


YAZIK DEĞİL Mİ?
 NE ÜMİTLERLE BEKLİYORUZZ..ÜMİTLERİMİZ KIRILIYOR ARTIK SABRIMIZ TAŞIYOR....

2014 benim için inanılmaz bir yıl oldu..bütün bildiklerimin tepetaklak oldugu,inandıgım her kapının ardının zannettiğim gibi olmadıgı,iyi dediğim herseyin pisliğinin gözüme sokuldugu bir yıl oldu...meclis tvyi izlemek de apayrı bir tecrübeysi,vekilleri gördükten sonra acıdım halime,halimize....yazık güzel ülkeme,siyaset ugruna ne canlar yanacak daha?torba yasasında öğretmenin,somada sehit madencinin işi neydi?
Vallahi yarın seçim olsa oyum kime olur bilemiyorum..öyle karışık öyle zor ki.
Muhalefet afederseniz kıçını toplayamıyor,ülkemizde malesef rekabet yok,arz olmayınca talep de olamıyor,iktidar kimden cekinsin ki, ya da iktidar niye daha iiyi olayım desin ki?nasıl olsa muhalefet uyuyor...

off zormuş be büyümek...küçükken tek derdim patatesin en kızarmışını yemek,yeni çıkan şarkıyı kuzeninden önce dinleyi ezberlemekti..

Çok istiyorum nan öğretmen olmayı,ama bugün ama yarın hayırlısı neyse o olsun ama gönlümdeki belli,,,ALLAH utanırdımasın ama daha fazla,artık kimse öğretmenleri sınamasın...

Öğretmene yapılan hakeret geleceginize yapılan hakarettir.
ülkem için aydınlık günler diliyorum,istiyorum ama korkuyorum da...
bana bazı kapılar kapndı biliyorum..cok da kırıldım..
bari bu kapıyı kapatma ALLAHım bari bu kapıyı kapatma..

bu yazıyı okuyan herkesden dua istiyorum,sabır için hayır için...
                                                                           
                                                                                               çiçeklerini bekleyen bir öğretmen.





21 Temmuz 2014 Pazartesi

TÜM ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN DESTEK #78milyona78binöğretmen

An itibariyle twitterda  cocuklarımızın öğretmensiz ve öğretmenlerimizin öğrencisiz kalmaması için etkinlik baslattık.

Twitter hesabı olan bütün arkadaslardan destek bekliyoruz :)

hashtagimiz ---->  
Bütün öğretmenler hep bir agizdan 
hashtagleriyle bu akşam10 twitterdayız.

25 Haziran 2014 Çarşamba

BLOG KEŞFİ : BİR ANNENİN DOĞAYA ÖZLEMİ

Merhaba :)) nasılız bakalım Ramazan arefesi? 
Bikaç gün önce malesef gıda zehirlenmesi yasadım..şimdi iyiyim.. ve calısmalarım aksadı malesef,kpss kapıda ama hasta olunca pek calısamadım ve blog turuna cıktım!
Blog sana ne kazandırdı diye sorulsa hiç süphesiz değişik,farklı insanların hayatına misafir olup onları tanımak oldu derim... Belki birebir görüşebilme reelde tanıma fırsatımın olmadıgı  insanları okuyorum,tanıyorum...onlar beni tanımasa da.. :)
cook farklı fikir ve hayat tarzımız olsa da.. :)

instagramdaki,blog,sosyal medyadaki  o mükemmel,süslü sofralar,süslü hayatlar,inanılmaz planlaşmış,müthiş etiketlere sahip hayatlardan sonra bir blog kesfettim ki doğal hatta doğallığı biraz da (bence) abartmış bir blog, bir hayat keşfettim! :))

Düşünün ki ikinci bir doğumda aynı bir hayvan gibi davranacağım diyen bir anne..
Bebegini evde doğuran,
Yıkanabilen bez kullanan,5 aydan itiraben tuvalet alışkanlığını kazandıran
Çocugu ateşlendiğinde ateş düşürücü veya soguk su kompresi vs yapmadan akışına bırakan 
Çocuklarını aşılatmayan, aşıya karsı olan..
Çocuklarına limon suyu ve sarımsak içirten, akşam kocasıyla sirkeli ballı su içen 
Ekmeğini,yoğurdunu kendi yapan bir anne..


hmmm aslında takdir ettiğim kadar eleştirecegim yönleri de olabilir ama derdim kimsenin hayatını eleştirmek değil.. bunca paketlenmiş,makineleşmiş hayata  enteresan bir bakış oldu,benim için..
Evde ekmeğini yoğurdunu yapması cok güzel, biz de hep ev yapımı yoğurt yeriz markettekilerden bin kat lezzetli :)
Ben anne olsam dayanamam herhalde cocugum ateşler içinde yanarken veririm şurubunu, zira gecen gece kendi zehirlenip kusmalarımda bile cok panik oldum..
ya da o bez tuvalet alışkanlıgını meselesini de takdir ettiklerimden.Zira evimin önü bebek bezleriyle dolu ki bundan oldukca rahatsızım..üstelik cocukların o bezleri istedikleri kadar geliştirsinler yine de cocukların rahat oldugunu düşünmüyorum..
Aşı meselesi karışık ama aşısız cocugumu sokaga cıkaramazdım herhalde.. 
Hayvan gibi doğum yapmak korkunc bir fikir gibi geliyor..ben hayvan değilim. ama hastanelerdeki doğum halleri de doğaya aykırı buluyorum,yerçekimine karsı kadınları doğurması en az hayvan gibi doğum yapma fikriyle eş..ikisi de hic cezbetmiyor...
anne olmak zor iş yaa bir secim yapmak,zararlı herseyden korumaya calısmak ucu bucagı olmayan bir dünya..neyse asıl konu için ben sizi Öykünün bloğuna ışınlayım tık tıkk kendisini tanımıyorum ama tanıdıgım en ilginç anne ilan ediyorum! :)) 
öykü=doğal 
ve benim için ; blog = değişik hayatlar

sizin de var mı böyle takip ettiğiniz,keşfettiğiniz ilginç hayatlar? :)

Sevgilerimle

14 Haziran 2014 Cumartesi

ZOR KIZIM EFENDİM!

bazen düşünüyorum da benim çoooook büyümem lazım!
öyle ana baba evinde bazıları büyüyemiyor
öyle pamuklara sarılmıs babaevinde büyüyemiyorsun!
ya da daha evlenmeden basına evlilik işleri dahi gelmeden nefret ediyorsun akraba kısmında!
en cok da hala,yenge tayfasından! sorumsuz amcadan! yalnız kalan cocuklardan! eltiden, görümceden!
iyi de ben daha ne evlendim ne de bişey yaşadım ama SIKILDIM!
ve sırf birgün basıma evlenme mevzuları gelirse görümce,elti ,kaynana tayfasınının ızdırabından kacmak için evlenmem! evlenmeden görümcem kaynanam eltim var gibi :/
sonsuza kadar razı olurum bir başıma yaşlanmaya
varsın geceleri üstümü örtecek bir eşim olmasın
varsın tek basıma sıcrayarak uyanayım yine,hep oldugu gibi.
ama olmaz! istemiyorum...
soğudum ben bu işlerden...hoş ne zaman yakın hissettim ki..
olursa da mucize gibi olmalı benimle evlenmek isteyen.
evvela özelime saygı duyulacak!bilhassa yatak odama,eşyalarıma benden izinsiz kimse girmeyecek dokunmayacak!
durması gereken yeri bilecek! mesela ben yakınlarım hakkında konusurum,anlatırım lakin kimse benim yakınlarıma tek bir kelam edemez! vermiyorum o hakkı!
insan olacak!baska insanlarını hakkını gasbetmeyecek! bagırarak konusup koca bir mahallenin gürültücüsü olmayacak!
kalabalık olmayacak!kalabalıklar içinde doğdum,büyüdüm lakin ne fıtratım ne ruhum taa bebekken o iğrenc kalabalığı kaldıramamış.. ve beni bebekken hep çok ağlayan kız diye bilirlermiş.. bebeksin el mahkum uzaklasamıyorsun ama şimdi ayaklarım var ve kacıyorum..hala o durumlarda içimde bi yerler aynı boğulmuşluk hissini yaşıyorum! ben huysuz bir bebek değildim oysa, sadece huzur,az insan ve sessizlik istiyorum...

ve kıskancım..en sevdiklerim bana surat asıp,başkasının yanında benim hiç şahit olmadıgım kahkahalarını,sohbetini hediye ediyorsa kıskanırım!
sorun yok ortada ama bazılarına güleryüz nasip olmuyor..ben gibi..

ve bana bunları veremeyecek bunları sağlayamayacak ya da etrafında aynen böyle insanlar olanlar ne olur uzak olsun...benden eş falan olmaz yaa..zorum ben napim...fıtratım bu, hassasım ve daralıyorum elimde değil...

blogların okunmadıgını son yazıma vermiş oldugunuz şahane(!) tepkilerden görebiliyorum..ve bu yazıyı nasıl olsa doğru düzgün gören olmayacagı için samimi duygularımla yazdım... olaki okuyucunun da içini sıktıysam hakkınızı helal edin...

9 Haziran 2014 Pazartesi

ŞU ZAMANIN FERİDELERİ ANADOLUDA MI ÖĞRETMEN OLANLAR ,YOKSA ÖZEL OKULDA MI?

  Konuya nereden gircegimi bilemiyorum..
Yazıp sildim habire, sonra karar verdim bazen en iyi giriş o anın ikilemini yazmaktır okuyucuya :)
Öncelikle uyarayım bu yazı oldukca uzun bir yazı, epeydir yazmak için fırsat kolladım,mevzu uzun konu derin,lütfen sabırla okuyup kıymetli fikirlerinizden mahrum etmeyin beni! :)




  Öğretmen oldum ya ben hani kepimi atıp geldim buraya..
Mezuniyet psikolojisi son sınıf halleri derken insan kendini karmakarısık hissediyor..
Düşünsene bir kac aya nerede uyanacagım belli değil..
Senenin karı ilk nerede tepeme düşecek belli değil..
Nerde edecegim sabahları ve nerde hayal kuracagım acaba :/
 Psikopatca bu durum beni hem heyecanlardıyor hem de cok ürkütüyor... :/
   Öğretmen olmak istiyorum dedim hep taa cocukken, öğretmen olcam Anadoluya gitcem tıpkı feride gibi derken, bitirdim 5 yılı! Artık hayallerimi yaşama, küçüçük hayatlara ışık olma zamanı geldi dedim..
Sevindim,sabrın sonu selametti ya hani, sabrın sonu yavrulara kavusmak, tıpkı bana  ışık olan benim kıymetli öğretmenlerim gibi  karanlıkları aydınlatan bir öğretmen olmak istedim..

          Farkettin mi okuyucum -dili gecmiş zamanlarla yazıyorum...
yoo pes etmedim hala öğretmen olmak istiyorum,ömrümden en cok istediğim seylerden biri bu,nasıl istememezlik edebilirim ki...
Ama hayat şartları öyle değil,bir kararla atama durumlarımızı içinden çıkılmaz bir kaosa süreklediler...ahh ne desem ki..
Herşeye ragmen cok yogun olmasa da ufak ufak calısıyorum kpssye bu arada sınava 26 gün kaldı... Atama olsa da ankaradan ailemden cokk uzakta bi yer istemiyorum, yurdun heryeri bir benim  için ama her yer ailem gibi değil..

        İşte bütün bu karmasık atanma meseleleri ve doğuda yasanan karısık haller sebebiyle alternatiflerimi düşünmeye başladım..Ankarada çok köklü bir kuruluşla iş görüşmem oldu. Büyüdüm okul bitti de iş görüşmelerine gider oldum..Sahi ben ne ara bu kadar büyüdüm ya? İlk iş görüşmem olmasına ragmen çok iyi geçtiğini hissettim, 1 saat sürdü mülakatım, yabancı dilde pedogojik bilgilerimi sınadılar, enteresan sorular sordular ( evli misin?, araban var mı? herhangi vakfa, derneğe üyemisin? vs..) bunca soru karsısında içten içe afalladım, alışık değilim ,oha şeceremi de anlataydım adem as baslayıp diyecektim ki, anladım maksatlarını tabi :) diksiyonuma bakarken beni tanıyıp okulun misyonununa uyup uymadıgımı ölçtüler herhalde.. 2100maaş + stajyerlik + skk dediler! ben de şartlar ve okul olmak istediğim kurum, lakin acık konusayım ben; atanma durumlarım var, ailemle istişare etmeliyim dedim :) yarıyolda bırakıp kurumu ve öğrencileri madur etmek istemem dedim. Stajyerim ama iş ahlakı bende! :D

Akşam babam tv karşısında çayını içerken gectim huzuruna, baba dedim,ben artık büyüdüm, senlen konusmam gereken bir mesele var! ( abooo! o nasıl cümle ,ay adamın aklına ne gelmiştir acaba?!!  :))
- aha koca buldu bu kendine!
-kesin sevgilisi var!
-dansöz mü olmak istiyor? manken?!! ahahah yok ya hu olmaz öyle seyler bizde tövbee, baba ya ben iş görüşcem dur hele, iç konuşmalarımızı bırakalım gercege dönelim)İş görüşmemi anlattım, babamın ankarada kalma ihtimalim üzerine sevinecegini düşünürken bana '' sen kpssye calısmıyor muydun'' dedi!!!, allah allah daha bir kac ay önce ankara dısına gitme diyordun hani?... vay anasını! neyse efendim pedercim diyorki sınava gir duruma göre bakarsın, ok dedim, ah dedim baba dedim beni, fırtınadan fırtınaya sürüklüüyorsun dedim, anladık kız babası mevzular zor ,lakin bırakma beni araflarda kayboluyorum dedim (içimden! :)  )

 ********************************
Sonraki gün beni kurumdan aradılar!
Çok begenmişler beni, çalışmak istediklerini, okula uygun bir eğitmen oldugumu söylediler.Lakin ben acıkca dedim en bastan ' eger atanırsam giderim!' bastan söyleyip dürüstce konusup iyi mi ettim bilemiyorum ama aksini yapamam, gidecegimi gizleyip diğer insanlar gibi arkamdan insanları madur etmek istemem.hele ki cocukları... neyse efendim tek sorunumuz buydu kurumla..ben şartlı sözleşme yapalım dedim, onlar düşünün deyip kadroluya ikna etmeye çalıştılar..düşündüm ailemle istişare ettim ve sınava girmeden bu belirsizlik hakimken insanlarla sözleşme imzalayamazdım, bana yakışmazdı.. Kabalık bir komisyon görüşmesinin tam ortasında kaldım.. çok şekerler ama koca koca adamlar beni ikna etmek için neler dediler  neler... :))

-hocam kpss ne zamandı?
ben - 5 temmuzda
-   o gün pusu kuralım size, bizimle çalışın!hocam pedogojik acıdan donanımlısınız, tam istediğimiz bir eğitmensiniz!
ben-    ! 0_0 :)))))

-ösymde tanıdıklarımız var, engel olalım atanmanıza ,atanmayın hocam :p
ben- ! 0_0

-hocam öğrencileri kendinizden mahrum bırakıyorsunuz..sizi bize sorduklarında ne diycez? :/ :))
ben - ehehe :)) tanışmıyoruz ki henüz *_*

Böyle enteresan bir okadar da mutlu oldugum ama prensiplerimden vazgecemediğim bir görüşme oldu ,lakin ikna edemediler beni.Onlar istiyor ki atanmayım, ben hep onlarla çalışayım. Ben de diyorum ki; atanma ihtimalim var böyle bir ihtimalle kimseye söz veremem... eylül ayını bekleyelim benim atanma durumlarıma göre irtibata gecelim dedim. Not aldılar kpss acıklanır acıklanmaz arayacaklar beni.. Bu arada tebrik ettiler beni ''hocam cok erdemlisiniz genc yaşınıza ragmen, burda cok görüşme yapıyoruz ama dürüst olan cok az...'' 
Duruma göre eger kısmetse, kpss olmazsa, cok büyük ve ankaranın büyüklerinin cocuklarını verdiği o özel okulda çalışacagım.. sonuç olarak kpssye çalışıyorum sınav durumuna göre o kurumda olacagım..hiç bir tahmin yok aklımda...

Ben bu kararımı acıklayınca bizim küçük hanım demesin mi '' ne oldu feride, hani atanıp gitcektin Anadolu'ya??! ''
Bak hele laflara bak hele, benim gibi öğretmene denir mi bu ya? :/ ben sınava girdim de gitmem mi dedim? atamaların içine ettiler afedersiniz, 40 bin öğretmen atıycaz deyip herkes birbirinin alanında derse girer oldu... en azından kendi alanım için işler hayli karışık.. 

ÖZEL OKUL/ KOLEJLER                                                            
*ortam, imkanlar güzel                                                                  
*sınıf mevcudu az
*ankarada ki en iyi okul(benim görüştüğüm yer
 vekil bakan cocuklarını gittiği bi kurummuş sonradan 
öğrendim)
*kendimi geliştirebilecegim iyi cevre edinirim
*alanımla ilgili çok özel projelere daha stajyer iken katılabilirm
*ailem ankarada oldugu için konaklama vs masrafı olmadan
 para biriktirebilirim
*ailemden sevdiklerimde ayrılmamış olurum
*mesai saatleri devlete göre çok uzun, tempolu..
*tembellik yok, sürekli denetleyenler var basında ve bol 
materyalli ders anlatımları olacak mesala
*iş garantin yok! özellerin en büyük sıkıntısı ( benim görüştüğüm
 kurum buradan emekli olmanızı isteriz diyerek bu konuda da ikna ettiler)


DEVLET OKULLARI
*mesai az, denetleyen yok,
*tek düze anlat,materyal falan isteyen yok,yapsan da hocam bukadar ne gerek var diye yaşlı kıskanc öğretmenler..
*iş garantin var, devlet baba sağolsun büyük bir suc işlemedikçe kimse sana dokunmaz

*hayalim hep devletti( öğretmenliğin hep kısıtlı imkanlarda olduguna inanırdım..tıpkı normal doğum yapan sahici annelerdir, sezeryan yapanlar anne değil diyen babaanneler gibi.. oysa her anne annedir her öğretmen de her şartta öğretmen değil midir?özel okul ve devlet okullarını karşılaştırırsak; bir taraf manevi ,diğer taraf maddi yönden kısıtlılıklar arasında kalmıs çocuklar değil midir? )Öğretmenlik peygamberlik mesleği değil miydi, şimdi bu zamanda özel okuldaki maddiyat içinde yüzüp maneviyatları mahsun olan çocukların öğretmeni olmak, onları hakikatle buluşturup hayattaki en güzel duyguları manevi zenginlik oldugunu o tazecik kalplere işlemek,öğretmenlik değil miydi?


*bölümüm sebebiyle atanacagım okulda sevilmeyecegim, zira atanmıs hiçbir öğretmen arkadasım bu konuda rahat değil, bildigin istenmeyen öğretmenleriz..
*Ankarada olup devlete atanmak imkasıza yakın diyebilirim..bu demek oluyor ki yeni şehir uzak diyarlar, ev masrafları,faturalar vs.. para biriktiremem,doguda olursam son olaylar (cocukların kacırılması vs) güvende hissedemem kendimi :(  ordaki cocuklara,dünyadaki bütün çocuklara canım kurban ama ahh o büyükler....


Kafam karma karışık....
ve büyük bir risk aldım, belki de özeldeki o kurumun kadrosu eylüle kadar dolabilir, dürüstlük ettim vicdanım rahat, hayırlısı olsun...

Bu noktada söyleyecegim cok sey var... beraber burda konusalım, sizlerle istişare edelim istiyorum! Biliyorum cevrenizde cocuklarınız var, belki anneler,ablalar, teyzeler,babalar, abiler var ve sizlerin de tecrübelerinizi şu zamanda çocugumu devlet okuluna mı yoksa özel okuluna versem diye düşünenlerimiz var aramızda... Ya da benim gibi devlette mi özel bir kolejde mi çalışsam diye düşünenleriniz vardır...Fikirlerinizi bekliyorum....
lütfen  yazın bana, öğretmenliğin yeri mekanı var mıdır?
tavsiye edeceginiz yanlış düşünüyorsun bak bir de bu taraftan bakmalaısın diyeceginiz her türlü fikre acıgım...
  Sevgilerimle...